20 Nisan 2012 Cuma

Yanlış Hesap Bağdat'tan Döner


İstanbul kapalı çarşıya kervanlar gelir.Tüccarların siparişleri kumaş,kürk,baharat neyse dağıtılır.Daha sonra tüccarlardan paraları tahsil edilirmiş.
Yine bir alış veriş sonrasında, tüccarın biri hesap yaparken dört işlem hileleri ile kervancıyı 400-500 altın içerde bırakır.
Hesaptaki yanlışlığı anlayamayan kervancı Bağdat –Hicaz ve Mısıra seferine çıkar.

Tüccarda, şimdi bu Mısırdan altı-yedi ayda zor döner bende bu parayı işletirim diye düşünür.

Kervancı yol uzun ,zaman bol bütün hesapları tekrar tekrar inceler.
Tüccarın yaptığı hileyi anlar.Kervan Bağdat’a girmek üzereyken,kervanı oğluna emanet eder,
-Siz beni Bağdat’ta bekleyin der.
İyi bir Arap atı alıp dört nala İstanbul’a dönmeye başlar.

Yolda, bu adam bu parayı hemen öyle vermez diye düşünüp bir plan kurar.İstanbul’daki dostlarında plan için yardım ister.

Ertesi gün tüccarın dükkanına iki kadın gelir.
Tüccara ,
-Sorup soruşturduk bu civarda en dürüst ,en güvenilir kişi sizmişsiniz.Biz Hicaza gideceğiz.Size bu iki çantayı emanet etmek istiyoruz derler.

Çantaları açıp tüccara gösterirler.Çantaların için inci,altın,pırlanta envayi çeşit mücevher.

-Olurda gelemezsek bunlar size helali hoş olsun.bize bir dua okutur,belki bir hayrat yaptırırsın derler.

Bunları duyan tüccar sevinçten uçar.Kadınları hürmet ,ziyafet.
Bu sırada kervancı içeri girer,
Bunu gören tüccar ,daha kervancı lafa başlamadan ,
-Yahu hoş geldin bizim hesapta bir yanlışlık olmuş paralarını ayırdım.Çocuklara da tembihledim,eğer ölürsem kervancının parasının mutlaka verin.Ben kul hakkı yemem kardeşim der.

Parayı hemen verir.
Bu sırada kadınlar,
 –Biz bu sene gitmekten vazgeçtik .Kısmetse seneye !deyip dükkandan
çıkarlar.

Oyuna geldiğini anlayan tüccar ,kervancının peşinden koşup ,
-Hani sen Mısır'a gidecektin yaktın beni! diye bağırır.
Atına binen kervancı,
-Yanlış hesap adamı Bağdat’tan döndürür der ve yoluna gider.

Bostan ve Gülistan

 
    Sayfa:107   Yazar: Sadi Şirazi
Bu kitap çeşitli öğütler veren hikayelerden oluşuyor.Kapağında da bir yardımlaşma resmi var. Bu da yardımlaşmayla ilgili bir öğüt veriyor. Bu kitap gerçekten çok güzel. Herkese tavsiye ederim.

   

Seyit Onbaşı (1889 - 1939)



Seyit Onbaşı, 1889 yılının Eylül ayında Havran İlçesi Çamlık (Manastır) köyünde dünyaya geldi. Babasının adı Abdurrahman, annesinin ki Emine idi. Seyit, 1909 yılının Nisan ayı başlarında askere alındı. 1912'de Balkan Savaşları'na katıldı. Savaş bitiğinde terhis edilmedi ve topçu eri olarak Çanakkale Cephesi'nde görev aldı. Çanakkale Savaşlarında gösterdiği kahramanlıkla adını Türk tarihine yazdırdı. 18 Mart Deniz Savaşı sırasında, Rumeli Mecidiye Tabyası'nda ayakta kalabilen tek top vardı onun da mermi kaldıran vinci bozulmuştu. Seyit Onbaşı büyük bir güçle 215 Okkalık mermiyi üç kez kaldırarak namlunun ucuna sürmüş ve bu kahramanlığı ile Ocean gemisi büyük bir yara almıştı. Seyit Onbaşı 1918 sonbaharında köyüne döndü. Sanatı olan ormancılık ve kömürcülüğe devam etti. 1934 tarihinde yürürlüğe konan soyadı yasasıyla "Çabuk" soyadını aldı. 1939 yılında akciğerlerindeki rahatsızlık nedeniyle vefat etti.
Seyit on başını Türk tarihine önemli şeyler kattığı için bir kahraman olarak görüyorum. Ve seyit on başını rahmetle anıyoruz.

Kaynak:http://www.msxlabs.org/forum
          


 

Charlie'nin Çikolata Fabrikası (5N 1K)

Nerede: Charlie'nin evi ve Wonka'nın çikolata fabrikasında geçiyor.
Nasıl: Mutluluk,hayal kırıklığı ve zorluklar içinde.
Ne Zaman: Kışın ve yazın
Ne: Charlie'nin fakir olması ve çikolatayı sevmesi.Bir gün büyük babasının ona Wonka'yı anlatması. Wonka'nın bir yarışma düzenlemesi. Sonra Charlie'nin para bulması onla çikolata alması ve hediyenin Charlie'ye çıkması ve Charlie'nin yarışmayı kazanıp fabrikanın ikinci sahibi olması.
Kim:  Charlie,Bay Bucket,Bayan Bucket,Josephina Nine,Joe Dede,Georgina Nine,George Dede,Bay Wily Wonka,Agustus Gloop,Mike Teavee,Veruca Salt,Violet Beauregande,Umpa Lampalar.
Yazar: Roald Dahl
Sayfa: 205

Eğitim Gelir Aklıma



Ne zaman bir hayal kursam
Eğitim gelir aklıma
Çocuklu rüyalar yorsam
Eğitim gelir aklıma

Gidip gelirken okula
Bakarım sağla sola
Dikkatle yürürken yola
Eğitim gelir aklıma

Bahçemizde gezinirken
Zil çalınca dizilirken
Tüm soruları bilirken
Eğitim gelir aklıma

Bu vatan kimin emaneti?
Kim kurdu cumhuriyeti
Severken yüce milleti
Eğitim gelir aklıma

Gemileri sürüp dağa
Mührünü vururken çağa
Kanım damlarken bayrağa
Eğitim gelir aklıma

                                      Halil MANUŞ

17 Nisan 2012 Salı

                                    

Bence bu karikatür de bir kişinin son sözünü anlatıyor. Ve bu adam daha dikkatli olsaydı hala hayatta olabilirdi. Yani başkalarına kendimizi beğendirmek için tehlikeye girmemeliyiz.

4 Nisan 2012 Çarşamba

Hansel,Gretel ve Ahmet

Hansel ve Gretel iki çocuktu. Anneleri öldükten sonra babası başka bir kadınla evlendi. Kadın babalarına biz zaten geçinemiyoruz birde bu çocuklara mı bakıcaz? dedi. Adamda çocuklarını ormana odun toplayın diyerek gönderdi aslında amacı onların ormanda kaybolmasını sağlamaktı. İlk gün bıraktıkları ekmek kırıntıları sayesinde  evi buldular fakat ikinci gün ekmek kırıntılarını hayvanlar yedi ve ormanda kayboldular. Ve yürümeye başladılar sonunda şekerden bir eve rastladılar.Bir kadın onları içeri davet etti içeri girdiler. Cadı onları bir yere soktu.Erkeği her gün besliyor kızı da kendine hizmet ettiriyordu.  Bir gün bir çocuğa rastladılar. Çocuğun uzun zamandır aç olduğu  halinden belliydi. Gretel ona yaklaştı ve sen kimsin? diye sordu. Çocuk cevap verdi:
-Benim  adım Ahmet
Gretel: Kaç yaşındasın
Çocuk:11'e girdim.
Gretel bu kez sen buraya nasıl geldin? dedi.Çocuk anlatmaya başladı:
Benim şehrimde bir gün deprem oldu. Şehirde sadece ben ve arkadaşım Melih kaldık. Bizde yürümeye başladık buraya geldik. Cadı bizi içeriye çağırdı sonra bizi hapsetti. Melih bize verdiği çikolata ve şekerleri yedi. Ama ben yemedim sonra bir gün yanımıza geldi.Melih'i aldı ve gitti bir daha onu görmedim. Sen nasıl geldin? dedi çocuk.Gretel'de başından geçenleri ve Hansel'i anlattı.Ahmet ayağa kalktı hadi gidelim dedi yürüdüler. Gretel Ahmet'e Hansel'i gösterdi. Ahmet bir kere cadıyı anahtarları koyarken görmüştüm dedi. Anahtarları aldılar ve kapıyı açtılar. Hansel'i aldılar.Oraya bir korkuluk koydular uzaktan korkuluk insan gibi duruyordu. Cadı zindana girdi birden kapıyı kapattılar. İçeriyide yaktılar cadı yanarken onlar kaçtılar.Eve bir daha dönmediler. Ahmet'in şehrine döndüler orayı onardılar.Ve ömür boyu orada mutluca yaşadılar.